Турция - Türkiye

Категории
Мои стихи / Şiirlerim [18]
Стихи о Турции и не только о ней
Турецкие поэты [4]
Türk şairleri
Rus şiirler Türkçede [8]
Стихи Эмина Джошкуна [8]
Коды городов
Календарь - Takvim
«  Апрель 2009  »
ПнВтСрЧтПтСбВс
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
27282930
Друзья - Dostlar

Турецкий клуб в Москве
Türk Külübü Moskova'da

Турецкий Клуб
      Турция.ру - место под солнцем!
        Турция.Ру
            Мой дом - Турция


                Айда.Ру - отзывы туристов об отелях Турции.


                Наш опрос

                Какая тематика в культуре Турции Вам наиболее интересна?

                 

                [ Результаты · Архив опросов ]

                Всего ответов: 974
                Счетчики- Sayaçlar


                ОТЗЫВ.Ру

                Главная » 2009 » Апрель » 06
                 
                 
                 
                Kleopatra ve Âşıkları
                 
                Saray pırıl pırıl. Şarkıcılar hep bir ağızdan
                Destan okuyorlardı, filâvta ve rubabın akışıyla.
                Melike sesiyle ve bakışıyla
                Canlandırıyordu ziyafeti ihtişam içinde.
                Gönüller sürükleniyordu onun tahtına doğru
                Fakat altın tasın önünde, O, birdenbire daldı derinlere
                Mucizeli başını, omuzuna eğip durdu.
                Ve şimdi muhteşem ziyafet sanki uyukluyordu,
                Davetliler susmuştu. Şarkıcılarda ne ses, ne seda vardı!
                Ama işte, eğilen başını O kaldırdı yine,
                Işıklı bir yüzle başladı sözlerine:
                "Mutluluğunuz sizin, benim aşkımdadır,
                Dinleyin beni, ben dilersem eğer, siz
                Benimle bir olabilirsiniz.
                İhtiras alışverişine kim giriyor, kim?
                Aşkımı satıyorum ben,
                Hayatı pahasına bir gecemi benim
                Söyleyin, kim satın alacak içinizden?”
                Sustu ve korku sardı herkesi,
                Yürekler burkuldu şehvetle…
                O, yüzünde soğuk bir cüretle
                Dinlemektedir şaşkın mırıltıları
                Ve küçümseyen bakışlarını ağır ağır
                Hayranlarının üstünde dolaştırmaktadır.
                Birden bir insanın çıkışıyla yarıldı kalabalık
                Onun peşinden geldi iki kişi daha
                Duruşları pervazdı, gözbebekleri ışık.
                Melike karşılıyor gelenler ve böylece
                Alışveriş bitiyor: satın alınıyor üç gece.
                Ölüm odasıdır çağıran onları artık.
                Şimdi kutsal kâhinler
                Donakalmış davetliler önünde
                Uğursuz kâseden
                Sıra kur’asını çekiyor birer birer.
                Birinci Flavius, son Roma bölüğünde
                En yırtıcı asker.
                Çıldırtabilirdi onu
                Katlanmak bir kadının azametine,
                O kabul etmişti zevkin meydan okuyuşunu,
                Kızgın kavga günlerinde koşar gibi
                Düşmanın davetine.
                İkinci, Kriton, genç hakim,
                Epikür bahçelerindendi,
                Kharite’lerin, Kıbrıs’ın, Amur’un
                Şairi ve hayranlarındandı.
                Üçüncü, yeni açmış bir bahar çiçeği gibi
                Okşuyordu gözü ve kalbi.
                Ünlü değildi, adı asırlarda tutmamıştı yer;
                Yavaşça gölgeliyordu
                Dudaklarını ilk tüyler;
                Genç yüreğinde tecrübesiz gücü
                Kaynıyor ihtirasla;
                Heyecan ışıldıyor gözlerinde.
                Mağrur Melike hüzünlü bakışlarını;
                Dondurdu onun üzerinde.
                "-Ant içerim… Ey zevklerin anası,
                Mislini görmediğin gibi hizmet edeceğim sana.
                Satılık bir cariye gibi gireceğim,
                Kandırıcı ihtirasların odasına.
                Dinle beni, gücü büyük Kıbrıslı sen,
                Ve siz yer altı hükümdarları,
                Ey gazaplı Ayda’nın ilahları,
                Yemin ederim ki, sabah şafak sökene kadar
                Arzularıma hükmedenleri, ben
                Tatlı ihtiraslarla doyuracağım,
                Ve bütün esrarlı aşk hünerleriyle
                Ve misilsiz bir rehavetle onları yoracağım.
                Ama, kızıl sabah ışıklarıyla,
                Sökünce ölümsüz şafak,
                Yemin ederim ki ölümün baltasıyla
                Bu bahtiyar başlar yuvarlanacak.”
                Ve işte artık gün batıyor,
                Altın bir yay gibi doğuyordu ay.
                Örtüldü baygın gölgelerle
                İskenderiye’de saray.
                Fıskiyeler coşuyor, meşaleler tutuştu.
                Buhurdanlar tütüyor ağır ağır, yer yer…
                Dünya ilâhlarının bekliyor emirlerini
                Tatlı, ihtiraslı serinlikler.
                Sessiz ve ihtişamlı karanlıkların,
                Gönlü çeken mucizeleri arasında,
                Ve gölgesinde erguvani perdelerin
                Işıldıyordu altın oda…

                1835

                Çeviren: Nâzım HİKMET

                 
                 
                 
                 
                 
                Gece sisi kaplamış tepelerini Gürcistan’ın..

                Gece sisi kaplamış tepelerini Gürcistan’ın;
                Karşımda akıyor Aragva uğultulu.
                Hem hüzün hem bir hafiflik var içimde; kederliyim,
                Seninle dopdolu, aydınlık bir keder bu.
                Seninle, sadece seninle… Hiçbir şey
                Bozmuyor, tedirgin etmiyor üzgünlüğümü,
                Ve yürek yeniden tutuşuyor, seviyor yeniden,
                Sevmemesi olanaksız çünkü.

                 
                 
                 
                 
                O’na
                 
                Anımsıyorum o büyülü ânı
                Karşımda beliriverdiğin,
                Uçup gidici bir hayal gibi,
                Dehası gibi saf güzelliğin.
                Bunluklarında ümitsiz hüznün,
                Telâşın yorucu tasalarında,
                Çınlardı o tatlı ses uzun uzun,
                O güzelim çizgiler görünürdü bana.
                Yıllar geçti. İsyancı dalgalarında fırtınaların
                Dağılıp söndü eski hayaller,
                Unuttum tatlı sesini senin
                Ve silindi Tanrısal çizgiler.
                Issızlıkta, karanlığında tutsaklığın
                Sessizce uzayıp gidiyordu günlerim
                Tanrısız, esinsiz, gözyaşsız,
                Yaşamsız ve sevgisizdim.
                Ve bir an geldi, uyandı ruhum:
                Ve işte sen yeniden belirdin,
                Bir hayal gibi, uçup giden,
                Dehası gibi saf güzelliğin.
                Ve yürek çarpıyor bir esrimeyle,
                Ve yeniden canlanıyorlar onda
                Tanrısallık da, esin de,
                Yaşam da, gözyaşı da, aşk da.
                 
                 
                 
                 
                Şair’e
                 
                Ey şair! Değer verme sevgisine sen halkın
                Tez geçer gürültüsü zafer övgülerinin;
                Aptalın yargısına, soğuk kalabalığın
                Gülüşüne de boş ver, aldırışsız ol, sakin.
                Sen çarsın: Yalnız yaşa. Yürü özgür yolunda
                Özgür akıl nereye götürüyorsa seni.
                Yetiştir emeğinin sevgili meyvesini,
                Ödül beklemeksizin soylu çabalarına.
                Ödül sendedir, çünkü en yüce yargıç sensin;
                Ürününe en titiz değer biçebilensin,
                Ey güç beğenir usta, sen ondan hoşnut musun?
                Hoşnutsan, kalabalık varsın küfretsin sana,
                Tükürsün ateşinin tutuştuğu mihraba,
                Şımarık bir inatla rahleni sarsıp dursun.
                 
                 
                 
                 
                Seviyordum sizi

                Seviyordum sizi ve bu aşk belki
                İçimde sönmedi bütünüyle.
                Fakat üzmesin sizi artık bu sevgi
                İstemem üzülmenizi hiçbir şeyle.
                Sessizce, umutsuzca seviyordum sizi.
                Bazen çekingenlik, bazen kıskançlıkla üzgün.
                Bu öyle içten, öyle candan bir sevgiydi ki
                Dilerim bir başkasınca da böyle sevilin.

                Çeviren: Ataol BEHRAMOĞLU

                 
                 
                 
                 
                 
                Şair

                Şairi Tanrı Apollon
                Kutsal özveriye çağırmadığı zaman,
                Yılgınca gömülmüştür o
                Boş bir dünyanın dertlerine;
                Kutsal liri onun susar;
                Soğuk bir uykuda pinekler ruhu,
                Dünyanın önemsiz çocukları arasında
                Belki, en önemsizi odur.
                Ama tanrısal söz ulaştığı an
                Onun duyarlı işitimine değin,
                Durgun ruhu silkinir şairin,
                Bir kartal gibi, uyanan uykusundan.
                Dünyanın eğlencesi ona boğuntudur,
                Beşerin lâkırdısı ona yabancı,
                Durup divanına halkın putunun
                Şair eğmez mağrur başını;
                Koşar o, akansız ve yaban,
                Seslerle ve karmaşayla dolu,
                Issız dalgaların vurduğu kıyılara,
                Gür uğultulu ormanlara doğru…

                Çeviren: Azer YARAN

                Категория: Rus şiirler Türkçede | Просмотров: 9960 | Добавил: TurkEvim | Дата: 2009-04-06 | Комментарии (0)

                Культура - Kültür

                Что нового?

                НОВОЕ ФОТО

                YENİ FOTO



                НОВОЕ ФОТО

                YENİ FOTO



                НОВАЯ СТАТЬЯ

                YENİ YAZI




                НОВАЯ МУЗЫКА

                YENİ MÜZİK



                НОВАЯ КНИГА

                YENİ KİTAP



                Emin Coşkun - ART

                Авторский сайт Эмина Джошкуна

                Emin Coskun

                Эмин Джошкун у нас


                Поделиcь - Paylaş
                Поиск - Arama
                Copyright TÜRK EVİM - ТУРЕЦКИЙ ДОМ © 2023 Сайт создан в системе uCoz